DUTLUCA GENÇLİK

DUTLUCALI GENÇLERİN BULUŞMA NOKTASI


   
  DUTLUCA__GENÇLİK
  Tokat dutluca kasaba bilgisi
 

             DUTLUCA KASABA BİLGİSİ  
 

KASABA TARİHİ
 
  Tokat'ın ilçesi olan Sulusaray'a 6 km uzaklıkta olan Dutluca kasabası  geçmişten günümüze kadar çok gelişmese de bazı yenilikler yapılmıştır. Öncede tekke köyü olarak bilinen köy belediyelik olmuştur ve Dutluca kasabası  adını almıştır. Kasabada ziyaret edilen yerler  yayla, barajı ve evliya'dır. Kasabada 3 tane cami vardır ve büyük bir yerdir. Bazı gelenek ve görenekleri vardır. Kasaba'da şimdiye kadar 3 tane başkan görev yapmıştır. Aynı zamanda muhtarları da bulunmaktadır. İki tane okulu olmasına rağmen iyi eğitim vermeye çalışır. Kasabanın insanları oldukça sıcak kanlı, cana yakın ve misafirperverdir.

DUTLUCA TARİHİ

  Sulusaray ilçesine bağlı Dutluca kasabasının merkezinde Malum Seyit Camisinin içinde bulunmaktadır.Burada yatan zatın adı Seyit Ömer’dir.Türbenin yapılış tarihi 1278’dir.

  Seyit Ömer, onuncu yılların sonu, on birinci yılların başında Horasan’dan gelen Alp erenlerden biridir. Yaşadığı yıllarda halkın gönlünü fetheden, sultanlarla gönül diliyle konuşan, hikmetli sözleriyle etrafına ilim ve irfan ışıkları saçan bir evliyadır.

  Seyit Ömer, ‘’Malum ‘’ unvanını aldıktan sonra yaşadığı köye Malum Seyit köyü denmiştir. Daha sonradan ismi değiştirilerek ‘’ Dutluca ‘’ yapılmıştır. Halen Sulusaray ilçesine bağlı bir kasabadır. Seyit Ömer, Horasan’dan gelip bölgeye yerleştiğinde bir anda halkın sevgilisi olmuş; halkın gönül bağını güçlendirerek Anadolu’nun Türkleşip Müslümanlaşmasında önemli görevi üstlenmiştir. Cumhuriyet döneminde tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunu çıktıktan sonra kapısı duvarla örülüp ziyarete yasaklanmıştır. Ancak Malum Seyit’in etrafında dönen menkıbeler, gönül insanı olduğunun halk arasında yayılması gittikçe ziyaretçilerin artmasına neden olmuştur.

  Malum Seyit tekkesin de üç sanduka bulunmaktadır. Bunlardan biri Seyit Ömer Efendiye, biri hanımına biri de kızına aittir. Türbede bulunan bir sandık 11. yüzyıla ait olduğu sanılan kılıçlar vardır. Seyit Ömer Efendinin  Sancağı türbenin içindedir. Türbeye girince sol tarafta bir seccadenin altında özel bir bölümde Seyit Ömer Efendiye ait olduğu söylenen bazı eşyalar vardır. Türbenin içinde bulunan yazılı taşı da Seyit Ömer2 in yazdığı söylenir. Rivayetlere göre Seyit Ömer Efendi ailesiyle birlikte Horasanda çıkıp yerleşmek için Anadolu ‘ya girmiş  Anadolu’nun doğusundan batısına doğru cennet toprak güzelliğini seyrede seyre de yurt kurmak için 12. yüzyılın sonları ile 13. yüzyılın başlarında Tokat ‘ a kadar uzanmış adını alan caminin Miladi 1278 yılında yapıldığına dair bir hitabe var.Tokat’ ın yüksek dağlarını aşarak şimdiki Dutluca Kasabasının bulunduğu yere kadar gelmiş. O yıllarda Dutluca Kasabasının olduğu yerlerde bir ağa yaşarmış, sürü sürü koyunları varmış. Tekkenin bulunduğu yer bu ağanın koyunlarının  ağılıymış. Seyit Ömer ve hanımı ağılın yanına gelip oturmuşlar.Çoban gelmiş, bakmış ki  yaşlı bir adamla bir kadın ağılı yanında oturuyor. Çoban ağasının kızacağını düşünerek ihtiyarın yanına gelmiş. Dede burada oturmak olmaz, burası ağanın ağılı, koyunları yatar, sen kendine başka bir yer bul kalk buradan git demiş.

  Seyit Ömer çobana hiç cevap vermemiş. Çoban ihtiyarın kalmadığını görünce daha kızgın bir şekilde  buradan kalk, ağa gelirse iyi olmaz kalk. Seyit Ömer Efendi cevap vememiş vermesine de olan çobana olmuş. Dedeye her kalk dediğinde çoban biraz daha şişiyormuş. Ne yapacağını şaşıran çoban yarı yürüyerek , yarı yuvarlanarak koşmuş ağasının yanına ağzı burnunda göbeği çenesinde ıhlaya konuşmuş. Koş ağa koş senin ağılı yaşlı bir koca oturdu. Kalk derim kalkmaz git derim gitmez. Üstelik ne hale koydu beni. Beni bu halimden ağılıda ihtiyardan kurtar, itin köpeğin olayım ağam!

  Ağa bir çobana bakmış bir de çobanın söylediklerine. Anlayacağını anlamış koşmuş Seyit Ömer’ in yanına. Ağam Paşam biz ettik sen etme. Halimize acı  çobanı affet dile benden ne dilersem.

  Seyit Ömer tatlı bir şekilde her şey Allah’tandır. Ben kimseye ilenmedim. Tek dileğim buraya yurt yuva kurmak. Çoban da tutturdu kalk kalk diye. Ağa ve çoban Seyit Ömer’den özür dilemiş. Çoban eski haline gelmiş Ağa da sözünde durarak tekkenin yerini Seyit Ömer’ e ve ailesine teslim etmiş.

NEDEN MALUM SEYİT ?

  Gel zaman git zaman Seyit Ömer’in dinindeki dirayeti , fikirlerindeki isabeti halkın gözünden kaçmamış.Öbek öbek yöre halkı,Seyit Ömer’in feyiz ve ilminden istifade etmek için akın etmiş. Durum Selçuklu sultanlarına kadar iletilmiş. Sultan bir ferman ile Seyit Ömer’i yörenin kadısı yapmış. Uzun bir süre halk memnun,devlet memnun zaman akmış gitmiş. Fakat her iyilik bir yerde, dört elma bir elde durur mu? Yörede fitne fesatçılar fırsat bulur olmuş. Kadı efendinin yaptıklarını defe koyup çalmışlar! Haber edip Selçuklu sultanına ulaştırmışlar. Sultanın Seyit Ömer’e güveni tamdır. Fakat ihbarcıların ardı arkası kesilmez. Sultanda bir elçi ile Seyit Ömer’e buyruk göndermiş. Tez yanıma gelsin demiş. Elçi apar topar Seyit Ömer’e buyruğu yetiştirmiş. Sultanın arzusunu bildirmiş. Durumu anlayan Seyit Ömer, küçücük bir kutunun yarısını pamukla yarısını da  kor ateşle doldurmuş. Elçiye, bunu götür sultana ver , eğer hediyemi kabul etmez ise gelsin boynumu vurdursun diye haber saldırmış. Selçuklu sarayından gelen elçi hediyenin ne olduğunu anlamadan alıp götürmüş. Saray halkı adaletten sapan Seyit Ömer’i beklerken elçinin elindeki küçük kutuyu görünce meraklanmış. Doğru sultanın yanına gitmişler. Sultan kızgın bir şekilde elçiye, hani Seyit Ömer’i getirecektin bu ne densizlik diye kükremiş. Elçi korkuyla ; padişahım vallahi suç bende değildir. Size bu kutudaki hediyeyi gönderdi…Hediyemi beğenirse beğensin, beğenmezse gelip boynumu vursun dedi. Sultan ayağa kalkıp saygıyla hediyeyi almış. Vezirlerinin yanında kutuyu açmış. Ne görsün kutunun bir tarafında pamuk, bir tarafında kor ateş yan yana durmuyor mu? Sultan hiç tereddüt etmeden: MALUM SEYİDİM MALUM diye ağlamış. Hemen bir bölük asker ile bir ferman göndermiş. Seyit Ömer bulunduğu yerin yani MALUM SEYİT’İN en yüksek yerine çıksın. Görebildiği yerleri mızrağı ile işaretlesin hepsi onundur, kim ki bu buyruğuma karşı çıkarsa boynu vurulsun. MALUM SEYİT’İN mekanı o belde olsun. Derler ki emir demiri keser. Seyit Ömer’in o günden itibaren adı MALUM SEYİT ÖMER diye kalmış. Köyün adı da söylene söylene  MALUM SEYİT ÖMER KÖYÜ olmuş.*



SEYYİD ÖMER EFENDİ

Horasan'dan Anadolu'ya gelen velîlerden.Yaşadığı devir kesin olarak bilinmemekle berâber 10-11. yüzyıllarda yaşadığına dâir çeşitli rivâyetler vardır. Anadolu'ya geldikten sonra Tokat yöresine Mâlum Seyyid Tekkesi'ne yerleşmiştir ki şimdi burası Dutluca kasabasıdır. Bölgeye yerleştikten sonra kısa zamanda etrafın en çok sevilen zâtları arasına giren ve ziyaretçisi eksik olmayan Seyyid Ömer Efendi vefâtına kadar halka İslâm dînini ve Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapısı örülüp, kapatılan türbesi günümüzde ziyâretçilerle dolup taşmaktadır.
.

      

                      

 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
TV'de Bugün

 
 
Çocukluğunuzu ve ilk gençliğinizi geçirdiğiniz, yokuşlarını adımladığınız, buz gibi sularından içip beslendiğiniz köyümüzün hasretini biraz olsun dindirmek için sitemizden ayrılamayacaksınız... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol